15 Ağustos 2014 Cuma

Yeni.. neu.. nouveau..

Kabaca üc hafta oluyor geleli. Geride neler biraktigimi, nelerin degerini koruyacagini veya artiracagini, neleri arayacagimi, kisacasi pek birsey bilmiyorum. Bu bakis acisi; guvenle icinde yasadigim düzeni geri kazanma, geride kalan her bir seyin yerine yenisini koymaya calisan tarafim.
Öte yandan, insana seslenen bir tarafi var burdaki yasamin; sinirlamayan, cesitlendiren, beklentilerini acikca ortaya koyarak sorumlulugu olabildigince bireye veren bir anlayis. -bilmem anlasilir bir ifade oldu mu.

Biraz gerceklik simdi

Benden beklenenleri (daha dogrusu beklendigini varsaydiklarimi) söyle bir siralayayim: 
Is yerinde ikinci haftam bitiyor, henüz elim is tutmus sayilmaz, hatta klavyede "y" ile "z" nin yer degistirmis olmasini bile özümsemis degilim. Benden beklenen isi rahatlikla cikarabilecegimi seziyorum, haftada 40 saati doldurup cevrem icin bir tehdit olusturmadigim sürece de sikinti yok. 
Yalniz biraz huysuzum bu siralar (en bastan beri de diyebiliriz buna), dil ile ilgili cekincelerim biraz sessiz kiliyor beni, pek de alisik olmadigim bir tutum. Aliskanliklari, olagan tepkileri bilmiyor olmak yabanci hissettiriyor. Tersini de benden baska iddia eden yoktur tabi ama kücük dünyamda bunu kabullenmekte zorluk cekiyorum sanirim. 
Zamanla olacak, hele bir ev isini halledelim de..
Ev isi demisken, biraz ev bulma surecinden bahsedeyim, yine yabanciladigim bir surec. Sürec kabaca söyle: internette aradigin özelliklere sahip ev ilanlarini bulup ilgili emlakci ile irtibata geciyor ve evi gormek icin "falanca gün, filanca saat araligi" seklinde belirlenen tarihi ögreniyorsun ve o saatte evi görmek isteyen diger tüm taliplilerle birlikte evi görüyorsun. Arkasindan basvuru formunu doldurup bekleyise geciyorsun. Ta ki emlakcidan "bundan sonraki arayisinizda basarilar dileriz" veya "ekte kontrati bulabilirsiniz" ikilisinden biri size ulasincaya kadar. Sonrasinda kontrati imzalayip emlakciya geri gönderip, depozito icin sana bir hesap numarasi yollamalarini bekliyorsun. Bekliyoruz biz. "Bundan sonrasi corap sökügü gibi gelir artik" diyenlere katilmiyor gibiyim. Merak edenlerle paylasabilirim 27 Agu sonrasi olan biteni (okuyan var mi? yi anlamak icin eklenmis cümle)

Yanimda getirdigim bir aliskanlik var: erteleme.- 
Bugün degil yarin, sunu bir atlatalim da bakariz, dur simdi konsantrasyonumu bozma, yaziyorum listeye... gibi anlamca özdes, sekil olarak birbirinden ayrilan bahanelerin arkasinda ömür gecmiyor arkadas. 
Bana nerden miras kaldigina dair bir fikrim var ama bu yüzden kimseyi suclayacak degilim, öyle bir hakkim da yok zaten. Degistirme gayreti icerisindeyim. 

Az once de insan icinde ilk kez hapsirdim, heyecanlandim dogrusu, nasil hapsirmam lazim derken, kendi icime sigamadim, patlayiverdi hapsuu diye..

bir "parcali paronayak"in yurtdisindaki hayat kesitinin olumsuzluklari isleyen ilk yazisini okudunuz. 
"Nicolas Jaar - BBC Essential Mix" esliginde..

Yoda:  Fear is the path to the Dark Side. Fear leads to anger. Anger leads to  hate. Hate leads to suffering. I sense much fear in you.


sevgiler..

1 yorum:

hatip dedi ki...

whats uptan yorum yazdım ama beyefendi begenmiş yorumu buraya da yazabilirsin dedi. Kibar çocuktur levent oraya da yazıver demez yazabilirsin der. buyurgan değil ukala görünüverir ama yokluğunda özlenir. harbiden özlenir. güzel yazmış bence dolmuş dolmuş taşmaya başlamış. hapşu diye hapşırmış içinden geçenleri.milli kredi kartı başvurusu yapacam millerim dolsunda isviçreye gidip bir göreyim diye.